23 Kasım 2012 Cuma

Spontane Çizgiler..



Sevgili dostlarım bugün ki blogumuzda diye başlasam ve ironi'nin dibine vursam kahkalar attırıp reaksiyon alsam okuyan daha bi keyiflense keyiften bi sigara yaksa birde kahve alsa.Sonra aralarından 3 - 5 tanesi çıksa '' Ayy tatlım kızma ama çok itici olmuş yazın''dese falan filan.. Evet evet hayatımızda bunlar gayet normaldir efendim sizi seven kadar sevmeyende çoktur.Hatta insanlarla aranız iyi ise girdiginiz her ortamda hatta hiç tanımadığınız bilmediğiniz bir şehirde bile ortam insanı oluyorsanız insanlar sizi sevmez bu kişisel bir olay mı özge ? Bunu mu soruyorsun okurken ? Evet yarı kişisel yarı kamu'ya ait.Bu sadece ben böyle olduğum için değil çevremde bu şekilde kendini yetiştirebilen birçok insan tanıyorum zevk sahibi , Hayatın yüzeyselliğinden sıyrılmış , Klasik müzik ile dalga geçmeden saygı duyan , Kitap okuyan , Yapılan eserlerin kıymetini bile vs.vs. Peki bu insanların görüştüğü dost sayısı neden bir elin 2 parmağını geçmiyor dersiniz ? 

İnsanlarda neden özgüven eksikliği var özellikle kızlarda ? Ve kendi cesaret edemeyip yapamadığı şeyleri bir başkası yapınca neden onu içten içe kıskanıp dışarıdan bok atıyor ? Yaşadığımız toplum mu bizi bu hale getiren ? Sanırım öyle..Herkes toplum için yaşıyor gibi geliyor bazen.  
'' Aman kızım! kısa giyinme millet bi laf eder ''
'' Bak oğlanlarla mı geziyorsun sen ya biri görse ne derler ?! '' 
Bunlar gibi birçok örnek verilebilinir aslında bizim temel sorunumuz bu önce aile'de başlar bu kısıtlamalar konu komşu örnek verilir sonrasında okulda ögretmenlerin baskısı ile devam eder daha sonra arkadaş ortamında baskıya maruz kalırsın bu bir zincirleme baskıdır.Peki toplumun laf yapması neden önemlidir ? 
Toplum dediğimiz insanları oluşturan bizlersek neden uzaylı muammelesi görürüz? Peki benim doğrum ile x'in doğrusu çatışıyorsa toplumun sanki yazılı bir kanunlar kitabı varmış gibi doğru dediğine neden katılmak zorundayızdır ? Ben bu bütün saydıklarımı lisede Öğretmenim'e sormuştum kızmıştı susturmuştu beni sanırım onunda özgüveni yoktu..Biz benim gibi düşünenler azınlığızdır bu yüzden her azınlıkta olan düşünceler gibi aykırı bulunuruz bu toplum tarafından çünkü meşhurdur bizim insanımızın anlamadığı herşeyden nefret etmesi.Toplumda içinden geldiği gibi yaşayamazsın el söz eder almaz kimse seni evde kalırsın bak.Adını çıkarırlar kızım sus etme..Düşünme sen sakın evladım sakın düşünme ! Kötü derler içeri atarlar seni.Eğer bir kadın olarak dünya'ya geldiyseniz toplum kurallarına uymak zorundasınız duygularınız , istekleriniz , arzularınız , beyniniz olmaması lazım olsa bile açık vermemelisiniz yoksa kötü gözle bakarlar size kadınsan eğer yemek yaparsın çocuk büyütürsün temizlik yaparsın kocanın yatağını sıcak tutarsın hep verirsin hiç karşılık almazsın yeri gelir dayak yersin sesin çıkmaz kadınsındır çünkü sen.Tüm bu kuralları elinin tersiyle fırlatıp attın mı ? Toplumun canı cehenneme mi dedin ? Ben kadından önce insanım herkes kadar kendi doğrularımla haraket etmeye hakkım mı var dedin ? Hesabım sadece benimle allah arasında mı dedin ? Peki o zaman.. Hazırmısın?

Bu insanlık için sen fahişe'nin tekisin kesinlikle tüm bunları ruhun kevaşe olduğu için yapıyorsun çünkü derinlemesine düşünecek kapasiten yok zaten düşünebilseydin sen hanım bir kız olurdun.İşte tüm bu düşünceleri insanların suratında okuyacaksın çünkü onlar bırak seni anlamayı kendilerini anlamaktan bile acizler,korkaklar işin kolayına kaçmayı tercih etmişler toplumun ve sistemin kuklalarına karşı vereceğin bu amansız zorlu savaşı kaybedeceksin.Evet evet tabi ki kayebedeceksin boş hayallere kapılma toplumu ve dünyayı sen degiştiremezsin.Sabit fikirleriyle kurmuş oldukları bu düzeni bozmak paralel evrenleri bulmaktan daha zordur.Ama üzülme tek başına değilsin azınlıkta olsa senin gibi düşünen senin gibi hisseden insanlar var bi yerlerde..İnandıgın şekilde yaşayıp inandığın şekilde hayatını sonlandıracak olan insanlar yapamadığı için değil yapıpta pişman olan ama en azından içinde kalmayan insanlar..   






19 Kasım 2012 Pazartesi

Kahrolsun Hoşgörü , Empati ! Yaşasın Ego , Önyargı !

Beş para etmeyen yargılarınız demişti İnçir Reçelinde ki aidsli kız..
Geçen akşam bir arkadaşımla sohbet ederken bana ve ona ilginç gelen ama halkımız arasında oldukça normal karşılanan başından geçen bir olayı anlattı.Arkadaşım seneler önce izmire gitmiş.
 - Özi uzun zamandır gitmedigim için haliyle yeni koyulan kurallardan haberim olamaz degil mi ? Herneyse bir otobüs'e bindim oturdum telefonum çaldı açtım konuşmam bitti kapattım yanımda ki teyze bana dönerek ' kızım sen napıyorsun telefonla neden konuşuyorsun yasak otobüslerde ' dedi Bende ' teyze ben uzun zamandır yoktum burada bilmiyordum kapatırım şimdi bağırmanıza gerek yok' dedim. Teyze aynı üstten üstten bakışlarla bana bakarak ' Yaa nerelisin nereden geliyorsun bakiim sen' dedi.' Karadenizliyim teyze Samsun'dan geliyorum' dedim
- Ay sanki paris'ten geliyor çık çık ..
 Arkadaşım bu olayı anlattıgında teyzenin vermiş olduğu tepkiler yüzünden içimde bir alev topu oluştu.Önyargılardan hayatım boyunca nefret ettim öncelerde bunun sadece genç ve bilgisiz insanlarda olduğunu düşünürdüm.Ama bu teyze'den sonra emin oldum ki önyargı bu toplumun küçük büyük en önemli hatası..

Bunun gibi ilginç birçok olayı bizzat bende yaşadım hatta en tazelerinden birtanesini anlatayım..

Senden Çok var ! Sen kendini ne zannediyorsun ! 

Samimi olduğum bir kız arkadaşımın başka bir şehirden misafirleri geldi.Hadi beraber gidelim dedi tamam dedim.Neyse gittik yemeğe konu konu'yu açarken cemaatler ile alakalı bir konu'ya girdik.Ben kendi görüşlerimi eleştiri şeklinde açıklayıp bu tarz olaylardan ve bunalra gözü kapalı olarak inananlardan hoşlanmadığımı ve mantıklı bulmadığımı söyledim masa'da arkaşımın hiç konuşmayan arkadaşlarından biri kalkıp adeta bir patlama yaşadı.


- Sen kendini ne zannediyorsun ya ! ? 
- Nasıl ne zannediyorum biraz açıklarsan ? 
- Senden çok var çok ! Senin gibileri iyi bilirim ben !   
- Benim gibiler derken ? Nasıl yani ? Bizler kimiz ? Cinsimiz ne ? 

Bu soruları sorarken gayet sakindim sinirlenmedim çünkü karşımda ki insan sakin ve efendi biriydi bunu gözlemlediğim için onun beni tamamen yanlış anladığının ve otomatik olarak bizim milletimizin ilk fırsatta sığındığı önyargısına sığındığının farkındaydım.O yüzden zor yolu seçtim insan kazanmayı..
İlk önce ona kendimi anlattım kendimi sandığım şey'in ne olduğunun farkında olduğumu ona gösterdim daha sonra neden eleştirdiğimi ve buna nasıl hakkım olduğunu ona açıkladım.Beni dinledikten sonra ona neden bu şekilde çıkıştığını sordum bunları güzel bir dille açıklayıcı olarak yaptım.Karşılığında bir insanın hikayesini ve o insanın aslında ne kadar zor baskılar yaşadığını dinledim.Burada hikaye'ye girmek istemiyorum ama karşımda ki insanı kazandığımı bilmemin bana verdiği mutluluk hissi harikaydı.Yarım saat önce önyargısı ile beni bir hiç bir paçavra olarak gören insanın gözünde saygı ve rahatlama hissi gördüğüm zaman önyargı'nın kıçına attığım tekmenin şiddeti bana orada zumba dansı bile yaptırabilirdi..

Gel ne olursan ol yine gel.. 

Diyeceğim şudur ki arkadaşlar Mevlana bugün Mevlana ise bu egolarından tamamen arındığı ve hoşgörüsü tavan olduğu içindir.Bir insanda kusur aramak gerçekten çok basittir saniyede bulabilirsin önemli olan insanın kendisinin bile farkında olmayan  güzelliklerini ortaya çıkarmaktır.Elbette hayata herzaman pembe gözlüklerle bakmak gerekmiyor ama elimizde kalan pembelikleride kirletmeyelim..